• Anasayfa
  • Ekibimiz
    • Avukatlarımız >
      • Av. Dr. Özen KAYA GÖÇMEN
  • Uzmanlık Alanlarımız
    • Ceza Hukuku
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Tıp Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Ticaret Hukuku
  • Makaleler
    • Ceza Hukuku
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri (Hukuk)
    • Avrupa Birliği Hukuku
  • Güncel Haberler
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri (Hukuk)
  • İletişim
Göçmen Hukuk Bürosu

Resmi nikah olmadan, evlenmeyi dini tören ile yaptıran veya resmi nikah yapıldığına ilişkin belgeyi görmeden evlenme için dini tören yapan kişiye ceza verilmesi Anayasa’ya aykırı mı?

2/6/2015

0 Yorumlar

 
Anayasa Mahkemesi, bu soruların her ikisine de “evet” cevabını verdi. Anayasa Mahkemesi tarafından, 29.05.2015 tarihinde bir basın açıklamasıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinin, evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma ve yapma suçlarını düzenleyen 5. ve 6. fıkralarının iptaline karar verildiği duyurulmuştur.

Anayasa Mahkemesi kararda; Anayasa’nın 20 ve 24. maddelerinde düzenlenen özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına ve din ve vicdan hürriyetine değinmiş ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. ve 9. maddelerinde yer alan özel ve aile hayatına saygı hakkı ile düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne değinerek Anayasa’nın 13. maddesi bağlamında hakların sınırlanması konusunu ele almıştır.

Karar, pek çok soruyu gündeme getirmektedir ancak özellikle de Anayasa Mahkemesi’nin, 1999 yılında, bu konuya benzer düzenlemeler içeren ve o dönem yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın ilgili hükümleri bakımından Anayasa’ya aykırılık görmemiş olduğu konusuna dikkat çekilmeli ve 1999 yılında verilmiş olan bu karar ile 2015 yılında verilmiş olan bu kararın gerekçeleri ayrıntılı incelenmelidir. (Bkz. Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.1999 tarih, 1999/27 Esas ve 1999/42 Karar sayılı hükmü. Resmi Gazete Tarih-Sayı: 02.05.2002-24743) Bir diğer yandan kararın oyçokluğu ile verilmiş olması nedeniyle karşı oy gerekçelerinde yer alan hususlar da  - örneğin konuya sosyolojik açıdan ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri ışığında yaklaşılması gibi - dikkate değerdir.

Kararda sonuca varılırken, özellikle de ölçülülük konusunda ayrıntılı açıklama yapıldığı da gözden kaçmamalıdır.

Anayasa’ya aykırı bulunan ve iptal edilen 5237 sayılı TCK’nın ilgili hükümleri şu şekildedir:

TCK madde 230 : “…

5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.”

Anayasa Mahkemesi’nin bahse konu kararı;
http://www.anayasa.gov.tr/Haber/detay/305/2015-51.pdf adresinden erişilebilirdir.

Anayasa Mahkemesi’nin bahse konu basın duyurusu;
http://www.anayasa.gov.tr/Haber/detay/305/index.html adresinden erişilebilirdir.

Bu basın duyurusu şu şekildedir:
EVLENMENİN DİNSEL TÖRENİNİ YAPTIRMA VE YAPMA SUÇLARINA İLİŞKİN KARAR

Anayasa Mahkemesi 27/5/2015 tarihli toplantısında, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinin, evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma ve yapma suçlarını düzenleyen (5) ve (6) numaralı fıkralarının iptaline oyçokluğuyla karar vermiştir.

İtiraz Konusu Kurallar

İtiraz konusu kurallarda, aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar ile evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören yapanların iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ancak resmi nikâh yapılması halinde dinsel törenle evlilik yaptıranlar aleyhine açılan kamu davasının ve hükmedilen cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılacağı düzenlenmiştir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında, itiraz konusu kurallarla evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırma eylemlerinin suç olarak düzenlendiği, oysa evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın özel hayat ile din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin hususlar olduğu, dolayısıyla resmî bir evlilik akdi olmaksızın birlikte yaşamanın dahi suç olmadığı bir hukuki düzende evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın suç olarak düzenlenmesinin, özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, kanun önünde eşitlik ilkesi ve kişilerin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkının bir yönüyle, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğinin korunmasını, başkalarının gözleri önüne serilmemesini, bir başka ifadeyle kişinin özel hayatında yaşananların, yalnız kendisi veya kendisinin bilmesini arzu ettiği kimseler tarafından bilinmesini isteme hakkını korurken, diğer yönüyle resmî makamların özel hayata müdahale edememesi yani kişinin ferdî ve aile hayatını kendi anladığı gibi düzenleyip yaşayabilmesi hakkını güvence altına aldığını vurgulamıştır. Bu çerçevede Mahkeme, Anayasa’nın 20. maddesindeki düzenlemeyle özel hayat ve aile hayatının, Anayasa’da belirtilen istisnalar haricinde Devlete, topluma ve diğer kişilere karşı koruma altına alındığını ifade etmiştir.

Anayasa’nın 24. maddesinde güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğünü de değerlendiren Mahkeme, bu özgürlüğün, “demokratik toplumun temel taşlarından biri” ve “insanların kimliklerini ve yaşam biçimlerini oluşturmalarını sağlayan” bir temel hak olarak, tıpkı özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı gibi kural olarak Devletin ve diğer kişilerin müdahale edemeyeceği bir alanı oluşturduğuna işaret etmiştir.

Bununla birlikte, Anayasa’nın 20. ve 24. maddelerinde güvence altına alınan bu hakların mutlak olmadığını belirten Mahkeme, bunların sınırlandırılabileceğini, ancak bu sınırlamanın hakkın özüne dokunamayacağı gibi demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi ölçülülük ilkesi uyarınca, özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne müdahale edilebilmesi için demokratik toplum düzeni bakımından bir zorunluluğun bulunması, itiraz konusu sınırlama bakımından, kişilerin evlilik bağının kurulmasından kaynaklanan haklarının, bu sınırlama olmaksızın korunamaması gerektiğine dikkat çekmiştir.

Mahkeme, hukuk düzeninde kişilerin evlilik bağının kurulmasından kaynaklanan haklarını koruyacak hukuki müesseselere yer verilmiş olduğunu, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, eşlerin evlilik bağından kaynaklanan haklarını ileri sürebilmeleri için resmi evlilik yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi takdirde eşlerin evlilik bağından kaynaklanan birçok hakka sahip olmalarının mümkün olamadığını, dolayısıyla kişilerin resmî evlilik yaptırmamaları hâlinde maruz kalabilecekleri hukuki yaptırımların mevcut olduğunu ve bunların kişilerin resmî evlilik yaptırmalarını sağlayabilecek elverişlilikte olduğunu, bu nedenle kişilerin dini inançları gereği evlenmenin dinsel törenini yaptırma ve yapma fiillerini cezalandırmayı gerektirecek bir zorunluluğun bulunmadığını ifade etmiştir.

Sonuç itibariyle, Mahkeme, demokratik toplum düzeni bakımından bir zorunluluk bulunmadığı, bir başka ifadeyle, itiraz konusu kurallarla getirilen sınırlamanın amacı olan aile düzeninin korunması yönünden gerekli olmadığı hâlde, itiraz konusu kurallarla kişilerin özel hayatları ve aile hayatlarına saygı gösterilmesini isteme hakları ile din ve vicdan özgürlükleri kapsamında kalan evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırma fiillerinin suç olarak düzenlenip bunlara cezai yaptırım bağlanmasının, anılan haklara orantısız bir müdahalede bulunulması sonucunu doğurduğunu ve ölçülülük ilkesine aykırı düştüğünü belirterek söz konusu kuralların iptaline karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.
0 Yorumlar

    Özen KAYA GÖÇMEN

    Avukat & Arabulucu
    Ankara Barosu

    Cesare Beccaria – Suçlar ve Cezalar Hakkında:
    Bir cezanın, bir ya da birden çok kişi tarafından bir yurttaşa karşı uygulanan kaba bir güç, şiddet olmaması ve sayılmaması için, her şeyden önce kesinlikle herkese açık, çabuk, kaçınılmaz, belli koşullarda olabilir yaptırımların en ılımlısı ve en azı, suçların ağırlığıyla orantılı ve yasalar tarafından belirlenmiş bulunması zorunludur…

    Archives

    Kasım 2023
    Ocak 2018
    Ekim 2017
    Ağustos 2017
    Şubat 2017
    Aralık 2016
    Ekim 2016
    Mayıs 2016
    Ocak 2016
    Aralık 2015
    Ekim 2015
    Eylül 2015
    Ağustos 2015
    Temmuz 2015
    Haziran 2015
    Mayıs 2015
    Nisan 2015
    Mart 2015

    Categories

    Tümü
    6736 Sayili Bazi Alacaklarin Yeniden Yapilandirilmasina Iliskin Kanun
    6763 Sayili Kanun
    7035 Sayili Bolge Adliye Ve Bolge Idare Mahkemelerinin Isleyisinde Ortaya Cikan Sorunlarin Giderilmesi Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun
    7478 Sayili Koy Icme Sulari Hakkinda Kanun
    Adil Yargilanma Hakki
    Adli Yardimlasma
    Agir Ceza Mahkemesi Tarafindan Oybirligi Ile Karar Verilmesi
    Alternatif Cozumler Daire Baskanligi
    Alternatif Cozum Yollari
    Anayasa Mahkemesi
    Anayasa’ya Aykirilik
    Anayasaya Aykirilik Iddiasi
    Arama
    Avukat Yardimindan Ucretsiz Yararlanma
    Aydinlatma Yukumlulugu
    Baro Tarafindan Gorevlendirilen Mudafiinin Ucreti
    Bilgilendirme Yukumlulugu
    Bilirkisi
    Bilirkisilerin Nitelikleri
    Bilirkisilik Danisma Kurulu
    Bilirkisilik Yonetmeligi
    Bolge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi
    Cek Kanunu
    Cezai Konularda Uluslararasi Adli Is Birligi
    Ceza Muhakemesi Kanunu
    Ceza Muhakemesi Kanunu Ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun
    Ceza Muhakemesi Kanunu Md. 271
    Ceza Muhakemesinde İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
    Ceza Muhakemesinde Is Yukununn Azaltilması Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun Tasarisi
    Ceza Muhakemesinde Uzlastirma
    Ceza Muhakemesi Temyiz Suresi
    Ceza Verilmesine Yer Olmadigina Iliskin Karar
    Cinsel Istismar
    CMK Md.273
    Cocuk
    Cocuk Adalet Sistemi
    Cocuklara Yonelik Her Turlu Istismar
    Cocuklarin Cinsel Istismari Sucu
    Defter Ve Belgeleri Gizleme
    Defter Ve Belgeleri Ibraz Etmeme Sucu
    Defter Ve Belgeleri Muhafaza Ve Ibraz Etme Yukumlulugu
    Din Ve Vicdan Ozgurlugu
    Dogal Hakim Ilkesi
    Enerji Hirsizligi
    Gizli Sorusturmaci Gorevlendirilmesi
    Görev Ve Yetkileri Kanunu
    Guveni Kotuye Kullanma Sucu
    Hak Ve Alacaklara El Koyma
    Hekimin Cezai Sorumlulugu
    Hukuka Aykırı Deliller
    Hukuka Aykırı Yöntemlerle Elde Edilen Verilerin Delil Niteliği
    Hukuk Devleti Ilkesi
    Hukumlu Nakli
    Ic Guvenlik Paketi
    Iletisimin Denetlenmesi
    Infazin Devri
    Istinaf
    İstinaf Istemi Ve Süresi
    Istismar Olaylarinin Arastirilmasi Ve Alinması Gereken Onlemler
    Is Yukunun Azaltilmasi
    Itiraz
    Itirazda Kanun Yolu
    Jandarma Teskilat
    Kabahat
    Kacak Su Kullanimi
    Kapali Ceza Infaz Kurumundan Acik Ceza Infaz Kurumuna Gecis
    Karsiliksiz Yararlanma Sucu
    Kisi Hurriyeti Ve Guvenligi Hakki
    Koruma Tedbirleri
    Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
    Maddi Ve Manevi Tazminat Hesabi
    Magdur Cocuk
    Mahkemeye Erişim Hakkı
    Makul Surede Yargilanma Hakki
    Meclis Arastirrma Komisyonu
    Muhasebecinin Sorumlulugu
    Muhasebecinin Tanik Olarak Dinlenilmesi
    Olcululuk
    Olcululuk Ilkesi
    Onam Belgesi
    Ongorulemezlik
    Ön Sorun
    Ozel Hayat Ve Aile Hayatina Saygi Gosterilmesini Isteme Hakki
    Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu
    Resmi Nikah Olmadan Evlenmeyi Dini Toren Ile Yapma Ve Yaptirmanin Suc Olmasi
    Rizanin Gecerliligi
    Suca Suruklenen Cocuk
    Suclularin Iadesi
    Suc Ve Cezalarin Kanuniligi
    Su Kullanim Duzenini Bozma
    Sulh Ceza Hakimligi
    Süre Tutum Dilekçesi
    Tasinnmazlara
    Tazminat Miktarinin Belirlenmesi
    TCK Md. 103
    TCK Md. 163/3
    Teknik Araclarla Izleme
    Teshis Ve Uygulanan Tedavinin Tibba Uygun Olmasi
    Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu
    TUIK Verileri
    Türk Ceza Kanunu
    Tutuklama
    Uluslararasi Isbirligi
    Uzlastirmaci Asgari Ucret Tarifesi
    Uzlastirma Yonetmeligi
    Vergide Yapilandirma
    Yapilandirma Kanunu
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu
    Yonetmelik Degisikligi
    Zararin Giderilmesi
    Zorunlu Mıdafii
    Zorunlu Mudafiinin Ucretinin Saniktan Tahsili

    RSS Beslemesi

© 2015 Göçmen Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır.
Çukurambar Mahallesi, 1424. Cadde, Erdil Apt.,
No: 2/11, 06510, Çankaya / ANKARA.
Telefon: (0312) 285 6310
Fax: (0312) 285 6310

Yasal Uyarı:

Sitede yer alan görüşler, yazılı ya da görsel materyaller site sahibinin yazılı izni olmadıkça kullanılamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Sitede yer alan görüşlerden, ancak bilimsel amaçlı olarak ve atıf kuralları dahilinde açık kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılması mümkündür. Aksi durumlarda tüm yasal haklar kullanılacaktır. Site, bilgilendirme amacına yönelik olarak tasarlanmıştır. Site aracılığı ile gönderilen bilgi, belge ve talepler avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Sitede yer alan bilgi ve belgelerin kullanımı sonucunda doğabilecek her türlü zarardan kullanıcı sorumludur.
Ekibimiz
Uzmanlık
Alanlarımız

Makaleler
Güncel
Haberler

İletişim