İsmail Sezer v. Turkey kararı, iki yönden önem taşımaktadır. Birincisi, Bay Sezer, bir sendikanın yetkilisi olarak, bir siyasi partinin düzenlediği bir açık oturuma katılması sonucu kınama cezası alınca; bu durum, somut olayın koşulları ışığında, onun dernek kurma özgürlüğüne yönelik orantısız bir kısıtlama sayılmıştır. İkincisi, bu kınama cezasının hukuka uygunluğunu sorgulatmak için, Bay Sezer’e açık tek hukuki çare, daha üst bir otoriteye idari itiraz yolu olup; bu durum, etkili başvuru hakkının ihlali sayılmıştır.
İsmail Sezer v. Turkey kararı, “http://hudoc.echr.coe.int/” adresinden erişilebilirdir.
İsmail Sezer v. Turkey kararının basın duyurusu, “http://hudoc.echr.coe.int/webservices/content/pdf/003-5045688-6202831” adresinden erişilebilirdir.
Bu basın duyurusunun özeti, İngilizce haliyle, aşağıdaki gibidir:
In today’s Chamber judgment in the case of İsmail Sezer v. Turkey (application no. 36807/07) the European Court of Human Rights held, unanimously, that there had been:
a violation of Article 11 (freedom of assembly and association) of the European Convention on Human Rights, and
a violation of Article 13 (right to an effective remedy)
The case concerned a disciplinary measure taken against a teacher, who held office in a union, for taking part in a panel discussion organised by a political party.
The Court found in particular that the reprimand imposed on Mr Sezer constituted a disproportionate restriction of his freedom of association as guaranteed by Article 11. The Court took account of the discretion shown by Mr Sezer during the panel discussion, his capacity as union officer on that occasion and the potentially chilling effect of such a sanction on the participation of other union members in events to defend their members’ interests.
The Court also found that the only remedy open to Mr Sezer to dispute the lawfulness of the sanction, namely an administrative appeal to a higher authority, had not constituted an effective remedy for the purposes of Article 13.