• Anasayfa
  • Ekibimiz
    • Avukatlarımız >
      • Av. Dr. Özen KAYA GÖÇMEN
  • Uzmanlık Alanlarımız
    • Ceza Hukuku
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Tıp Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Ticaret Hukuku
  • Makaleler
    • Ceza Hukuku
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri (Hukuk)
    • Avrupa Birliği Hukuku
  • Güncel Haberler
    • İnsan Hakları Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri (Hukuk)
  • İletişim
Göçmen Hukuk Bürosu

November 16th, 2023

16/11/2023

0 Yorumlar

 
Anayasa Mahkemesi’nin 24.03.2021 tarihli 31433 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararı ile (B. No: 2018/35900 nolu başvuru dosyası) Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. 

Olayda, Başvurucu, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle İş Mahkemesinde işe iade talebiyle açmış olduğu davada gerekçeli kararın geç yazılması sebebiyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuruya konu yargılamada İş Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 18/10/2017 tarihinde tefhim edildiği, gerekçeli kararın ise 7/2/2019 tarihinde yazılmış olduğu tespit edilmiştir. Kararın 39. Paragrafında da, “Mahkemenin ilgili yasal düzenleme çerçevesinde en geç bir ay içinde gerekçeli kararı yazarak tebliğe çıkartması gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin kararı tefhiminden gerekçeli kararı yazmasına kadar geçen 1 yıl 3 ay 29 günlük sürenin makul olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.”  Denilerek açık bir biçimde somut olayda “yargılamanın uzamasına gerekçeli kararın geç yazılmasının sebep olduğu” vurgulanmıştır.  

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 23.3.2023 tarihli 32141 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararı ile (B. No: 2020/6926 nolu başvuru dosyası) Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. 

Olayda, Başvurucu Şirketin ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebiyle açtığı davada başvurucu, geçen süreye rağmen gerekçeli kararın yazılmadığı iddiasıyla 24/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Mahkeme, gerekçeli kararı 20/3/2020 tarihinde yazmıştır. Anayasa Mahkemesi, başvuru konusu olayın; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi ölçütler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzak olduğunu belirterek kısa karar tefhim tarihinden gerekçeli kararın yazılmasına kadar 1 yıl 1 aylık süre geçtiğini ve bu itibarla da makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Basın duyurusu; https://www.anayasa.gov.tr/tr/haberler/bireysel-basvuru-basin-duyurulari/gerekceli-kararin-gec-yazilmasi-nedeniyle-makul-surede-yargilanma-hakkinin-ihlal-edilmesi/ adresinden ve karar metinleri de https://www.anayasa.gov.tr/media/7358/2018-35900.pdf adresinden  ve https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2020/6926 adresinden
erişilebilirdir.
0 Yorumlar

Yatırım indirimi, Çifte Vergilendirme ve Mülkiyet Hakkı İhlali

3/1/2018

0 Yorumlar

 
Anayasa Mahkemesi, 26.10.2017 tarihli kararı ile (B. No: 2014/13518), mülkiyet hakkı kapsamında; vergilendirme suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerine değinerek ihlal kararı vermiştir.

Anayasa Mahkemesi, yurt dışında mukim olan şirketin Türkiye'de yaptığı yatırımlar nedeniyle yararlandığı yatırım indirimi tutarları üzerinden uluslararası ikili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasına aykırı olarak fazladan gelir vergisi kesintisi yapılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasını esastan incelemiş ve kararında Anayasa’nın mülkiyet hakkı ve buna müdahale ile ilgili kurallarına ve müdahalenin ihlal olup olmadığına değinmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından bu karar verilirken, özellikle de şu hususlar vurgulanmıştır; “…yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlar üzerinden 193 sayılı Kanun'un geçici 61. maddesi uyarınca uygulanan %19,8 oranındaki stopajın mahiyetine ilişkin farklı içtihatların bulunması ve Kanun'un yürürlüğe girmesinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen ilgili hükmün yorumunda yeknesaklığın sağlanamaması nedeniyle hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri zedelenmiştir. Bu durumda vergilendirme suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıyan bir kanuna dayanmadığı” sonucuna ulaşılmış ve başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 2014/13518 Başvuru Numaralı 26.10.2017 tarihli bu kararı 13.12.2017 tarih ve 30269 sayılı Resmi Gazete yayımlanmıştır.
 
Karar metni; http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/12/20171213.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/12/20171213.htm
adresinden erişilebilirdir.
0 Yorumlar

Anayasa Mahkemesi'nin Mülkiyet Hakkına İlişkin Y.B. Kararı

17/10/2017

0 Yorumlar

 
Anayasa Mahkemesi, 06.10.2017 tarihli basın duyurusu ile; 25.7.2017 tarihinde Y.B. tarafından yapılan bireysel başvuruda (B. No: 2014/8881), Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini duyurmuştur.

Olayda başvurucu, adli tıp uzmanı olarak çalıştığı Üniversite Hastanesinde Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine zorunlu olarak gerçekleştirdiği otopsiler karşılığında ödenen ücretin yetersiz olduğunu, bu nedenle zorla çalıştırma ve angarya yasağı  ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmelerde öncelikle konuyu Anayasa’nın 18. maddesi bakımından ele almış, iddianın bu açıdan kabul edilebilir olduğuna karar vererek işin esasına girmiştir. Esastan yaptığı değerlendirmede bilirkişilik kurumuna, adi tıp hizmetlerine ve ilgili mevzuat ile “otopsi yapma ödevine” değinerek somut olayda başvurucu tarafından icra edilen otopsilerin zorla çalıştırma veya angarya oluşturmadığı sonuca varmıştır. Başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiası da kabul edilebilir bulunarak esastan incelenmiş ve AYM bu konudaki değerlendirmesinde özellikle de ölçülülük ilkesinden bahisle “tarife ve fiyat listesinde görülen ücrete göre bariz bir şekilde düşük olduğu anlaşılan başvurucuya takdir edilen ücretin, başvurucunun emek ve mesaisini karşılayacak mahiyette olmadığı, dolayısıyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olmadığı” kanaati ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
 
Basın duyurusu; http://anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/134.html adresinden ve karar metni de http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/pdf/2014-8881.pdf adresinden erişilebilirdir.
0 Yorumlar

Anayasa Mahkemesi’nin “Unutulma Hakkı”na ilişkin N.B.B. kararı (B. No: 2013/5653)

3/10/2016

0 Yorumlar

 
Anayasa Mahkemesi, 24.08.2016 tarihli basın duyurusu ile; 3/3/2016 tarihinde N.B.B. tarafından yapılan bireysel başvuruda (B. No: 2013/5653), unutulma hakkı kapsamında; Anayasa’nın 17. Maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini duyurmuştur.

Anayasa Mahkemesi tarafından bu karar verilirken, unutulma hakkı ile bağlantılı pek çok hakka da değinilmiş özellikle de Anayasa’nın 17, 28 ve 26. maddelerine vurgu yapılarak; Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında koruma altına alınan şeref ve itibarın korunmasını isteme hakkı ile başvuruya konu İnternet haber arşivinin Anayasa’nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğü ve bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü arasında uygun şekilde bir denge kurulması gerektiği belirtilmiştir. (pr.65.)

Ayrıca Kararın basın duyurusunda da yer aldığı şekliyle; “Mevcut olayda başvurucunun, haberlerin hâlen internette yer alması nedeniyle müdahale edilen şeref ve itibar hakkı ile içeriğin yayından çıkarılması hâlinde müdahale edilecek olan ifade ve basın özgürlükleri arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir. Bu dengenin değerlendirilmesinde somut olay açısından gözönünde bulundurulması gereken önemli bir husus şeref ve itibarın korunması hakkı ve unutulma hakkı karşısında sadece ifade ve basın özgürlüklerinin değil ayrıca kişilerin haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün de olduğudur. Anayasa Mahkemesi anılan hak ve özgürlükler arasında adil bir denge kurulup kurulmadığı hususundaki değerlendirmesini temel olarak yetkili yargı mercilerinin ortaya koyduğu gerekçe üzerinden yapmaktadır.” hususları önem taşımaktadır.

Anayasa Mahkemesi somut olayda yaptığı incelemede sonuç olarak, başvurucu hakkında yapılan haberlerin unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken haberler olduğuna kanaat getirmiştir. Başvurucunun şeref ve itibarının korunması için de anılan habere erişimin engellenmesine yönelik talebin reddedilmesiyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulmadığı sonuç ve kanaati ile başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
 
Basın duyurusu,
http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/94.html
adresinden ve karar metni de
http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/pdf/2013-5653.pdf
adresinden erişilebilirdir.
0 Yorumlar

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Yürürlüğe Girdi

23/4/2016

0 Yorumlar

 
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin  26. Dönem 1.Yasama Yılı 68. Birleşiminde, 06.04. 2016 tarihinde kabul edilmiştir.
Bu Kanun tasarısı  ile; “insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulması, teşkilat, görev, yetki, çalışma esasları ve personel rejimi ile Kuruma başvuru ve bu başvuruları inceleme usullerine ilişkin esasların düzenlenmesi öngörülmektedir.” Tasarı, bu haliyle 12/04/2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmiş ve Cumhurbaşkanınca onaylanarak, 6701 kanun numarası ile; 20 Nisan 2016 Tarihli ve 29690 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
 
Konu hakkında detaylı bilgiler ve kanun tasarısının görüşüldüğü Genel Kurul tutanakları https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_g_sd.birlesim_baslangic?PAGE1=1&PAGE2=1&p4=22597&p5=H adresinden ayrıca kanun metni
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/04/20160420.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/04/20160420.htm adresinden erişilebilirdir.
0 Yorumlar

Ek 7 nolu Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunması

20/4/2016

0 Yorumlar

 
11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin  26. Dönem 1.Yasama Yılı 58. Birleşiminde, 10.03.2016 tarihinde kabul edilmiştir.

Onay Kanunu tasarısında “yabancıların sınır dışı edilmesi durumunda bu karara karşı yetkili makama başvurma hakkı, bir suçtan mahkumiyetine karar verilen kişinin bu mahkumiyet kararı aleyhine yüksek mahkemeye başvurma hakkı, bir mahkumiyet kararının adli hata nedeniyle kaldırılması veya affa uğraması halinde ilgili kişi lehine tazminat hakkı, bir kişinin aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı ile eşler arasındaki özel hukuk ilişkilerindeki hak ve sorumluluk eşitliği konularındaki şikayetlerin bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine ilaveten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de götürülebilmesi” öngörülmektedir.

Tasarı bu haliyle 18/03/2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmiş ve Cumhurbaşkanınca onaylanarak, 25 Mart 2016 Tarihli ve 29664 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Konu hakkında bilgiler;
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanunlar_sd.durumu?kanun_no=6684 ve

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/03/20160325.htm adreslerinden erişilebilirdir.
0 Yorumlar

Çam v. Turkey (application no. 51500/08) (AİHS md. 14 ve Birinci Protokol md. 2)

29/2/2016

0 Yorumlar

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, “Görme engelli bir öğrenciyi müzik akademisine kaydetmeyi reddetmek, Sözleşmeyi ihlal etmiştir.” 

23.02.2015 tarihli Çam v. Turkey başvurusunda, Bayan Çam, ulusal müzik akademisine öğrenci olarak kaydedilmiştir; çünkü görme engellidir. Mahkemeye göre, Bayan Çam, akademiye kabul edilmek için tüm koşulları taşıyorsa bile salt görme engelli olduğundan akademiye kaydı reddedilmiştir. Bu nedenle, ulusal otoriteler, görme engelli olması nedeniyle, Bayan Çam’ı müzik eğitimiden yararlanmaktan, herhangi bir nesnel ve makul gerekçe olmaksızın, mahrum bırakmıştır. Sonuç olarak, AİHS md. 14, Birinci Protokol md. 2 ile birlikte, ihlal edilmiştir.

Çam v. Turkey kararı, “http://hudoc.echr.coe.int/” adresinden erişilebilirdir.

Çam v. Turkey kararının basın duyurusu,
“http://hudoc.echr.coe.int/app/conversion/pdf?library=ECHR&id=003-5307099-6607283&filename=Judgment%20%C7am%20v.%20Turkey%20-%20refusal%20to%20enrol%20a%20blind%20student%20in%20a%20music%20academy%20.pdf” adresinden erişilebilirdir.

Bu basın duyurusunun özeti, İngilizce haliyle, aşağıdaki gibidir:
Refusal to enrol a blind student in a music academy violated the Convention

In today’s Chamber judgment1 in the case of Çam v. Turkey (application no. 51500/08) the European Court of Human Rights held, unanimously, that there had been:
a violation of Article 14 (prohibition of discrimination) of the European Convention on Human Rights
in conjunction with Article 2 of Protocol No. 1 (right to education) to the Convention.
The case concerned a refusal to enrol Ms Çam as a student at the Turkish National Music Academy because she was blind.
The Court found in particular that Ms Çam’s exclusion had been based on the music academy’s rules of procedure. Although Ms Çam was completely qualified for admission to the academy, the refusal to enrol her had been based solely on the fact that she was blind. Furthermore, the Court considered that the discrimination on grounds of disability also extended to the refusal to make reasonable accommodation to facilitate access by persons with disabilities to education. Such accommodation was vital for the exercise of human rights. By refusing to enrol Ms Çam without considering the possibility of accommodating her disability, the national authorities had prevented her, without any objective and reasonable justification, from benefiting from a musical education, in breach of the Convention.
0 Yorumlar

Civek v. Turkey (application no. 55354/11) (AİHS md. 2)

29/2/2016

0 Yorumlar

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, “Ulusal otoriteler, kocası tarafından hakiki ve ciddi biçimde tehdit edilmekte olan bir kadının yaşamını koruma yükümlülüğünde başarısız olmuştur.” 

23.02.2015 tarihli Civek v. Turkey başvurusunda, Bayan Civekkocası tarafından öldürülmüştür. Mahkemeye göre, ulusal otoriteler, Bayan Civek’in yaşaıma yönelik hakiki ve ciddi tehdit konusunda bilgilendirilmişse bile onun kocası tarafından öldürülmesini engellemek için makul olarak mevcut tedbirleri almamıştır. Sonuç olarak, AİHS md. 2, ihlal edilmiştir.

Civek v. Turkey kararı, “http://hudoc.echr.coe.int/” adresinden erişilebilirdir.

Civek v. Turkey kararının basın duyurusu,
“http://hudoc.echr.coe.int/app/conversion/pdf?library=ECHR&id=003-5307105-6607289&filename=Judgment%20Civek%20v.%20Turkey%20-%20domestic%20violence%20against%20and%20murder%20of%20a%20woman%20by%20her%20husband.pdf” adresinden erişilebilirdir.

Bu basın duyurusunun özeti, İngilizce haliyle, aşağıdaki gibidir:
The authorities failed in their obligation to protect the life of a woman who had been genuinely and seriously threatened by her husband

In today’s Chamber judgment1 in the case of Civek v. Turkey (application no. 55354/11) the European Court of Human Rights held, unanimously, that there had been:
a violation of Article 2 (right to life) of the European Convention on Human Rights.
The case concerned the murder of the applicants’ mother, Selma Civek, by their father. The Court found, in particular, that even though the Turkish authorities had been informed of the genuine and serious threat to Ms Civek’s life and despite her continued complaints of threats and
harassment, they had failed to take the measures reasonably available to them in order to prevent her being murdered by her husband.
0 Yorumlar

Bărbulescu v. Romania (application no. 61496/08) (AIHS md. 8)

27/1/2016

0 Yorumlar

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, “Bir çalışanın internet kullanımının izlenmesi ve bundan dolayı o çalışanın işten çıkarılması, haklı görülmüştür.” 

12.12.2015 tarihli Bărbulescu v. Romania başvurusunda, Bay Bărbulescu, iç düzenlemelerin ihlali olarak, çalışma saatleri esnasında kişisel amaçlarla çalıştığı şirketin internetini kullanmasından ötürü işvereni tarafından işten çıkarılmıştır. Mahkemeye göre, Bay Bărbulescu’nun özel hayatı ve yazışmaları söz konusu olmakla birlikte, işvereninin onun haberleşmesini izlemesi, disiplin muameleleri bağlamında makul görülmelidir. Sonuç olarak, AİHS md. 8, ihlal edilmemiştir.

Bărbulescu v. Romania kararı, “http://hudoc.echr.coe.int/” adresinden erişilebilirdir.

Bărbulescu v. Romania kararının basın duyurusu,
“http://hudoc.echr.coe.int/app/conversion/pdf?library=ECHR&id=003-5268562-6546349&filename=Judgment%20Barbulescu%20v.%20Romania%20-%20monitoring%20of%20an%20employee%u2019s%20%20use%20of%20the%20Internet%20and%20his%20resulting%20dismissal.pdf” adresinden erişilebilirdir.

Bu basın duyurusunun özeti, İngilizce haliyle, aşağıdaki gibidir:
Monitoring of an employee’s use of the Internet and his resulting dismissal was justified
 
In today’s Chamber judgment in the case of Bărbulescu v. Romania (application no. 61496/08) the European Court of Human Rights held, by six votes to one, that there had been:
no violation of Article 8 (right to respect for private and family life, the home and correspondence) of the European Convention on Human Rights.
The case concerned Mr Bărbulescu’s dismissal by his employer, a private company, for having used the company’s Internet for personal purposes during working hours in breach of internal regulations.
The Court found, in particular, that Mr Bărbulescu’s private life and correspondence had been engaged. However his employer’s monitoring of his communications had been reasonable in the context of disciplinary proceedings.
0 Yorumlar

Z. H. and R. H. v. Switzerland (application no. 60119/12) (AIHS md. 8)

27/1/2016

0 Yorumlar

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, “İsviçre, 14 yaşındaki bir çocuğun evliliğini tanıma yükümlülüğü altında değildir.” 

8.12.2015 tarihli Z. H. and R. H. v. Switzerland kararı, Afgan vatandaşı Bayan Z.H. ile Bay R.H.’nin iltica başvuruları ile ilgilidir. Bayan Z.H. ile Bay R.H., İran’da dini tören ile evlenmiştir ve bu evlilik anında Bayan Z.H. çocuktur. İsviçre otoriteleri, bu iki kişiyi hukuken evli kabul etmemiş, her iki kişinin iltica başvurusunu ayrı ayrı ele almış ve sonuç olarak da Bay R.H.’nin İtalya’ya sınır dışı edilmesine karar vermiştir. Başvurulara göre, bu, kendilerinin aile hayatına saygı hakkının ihlalidir. Mahkemeye göre ise, İsviçre otoriteleri, evliliği tanımamakta haklıdır; zira İsviçre, özellikle çocuğun korunmasının önemi hatırlatılırsa ve evlilik düzenlemesinin en iyi ulusal mahkemelerce çözülecek bir mesele olduğu düşünülürse, bir çocuğun evliliğini tanıma yükümlülüğü altında değildir. Sonuç olarak, AİHS md. 8, ihlal edilmemiştir.

Z. H. and R. H. v. Switzerland kararı, “http://hudoc.echr.coe.int/” adresinden erişilebilirdir.

Z. H. and R. H. v. Switzerland kararının basın duyurusu,
“http://hudoc.echr.coe.int/app/conversion/pdf?library=ECHR&id=003-5248245-6513165&filename=Judgment%20Z.H.%20and%20R.H.%20v.%20Switzerland%20-%20%20refusal%20to%20recognise%20religious%20marriage%20of%20a%2014-year%20old%20girl%20was%20justified.pdf” adresinden erişilebilirdir.

Bu basın duyurusunun özeti, İngilizce haliyle, aşağıdaki gibidir:
Switzerland was under no obligation to recognise the marriage of a 14-year old child
 
In today’s Chamber judgment1 in the case of Z. H. and R. H. v. Switzerland (application no. 60119/12) the European Court of Human Rights held, unanimously, that there had been:
no violation of Article 8 (right to respect for private and family life) of the European Convention on Human Rights.
The case concerned the asylum applications of two Afghan nationals, Ms. Z.H. and Mr. R.H., who married in a religious ceremony in Iran when Ms Z.H. had been a child, and which were considered separately – the couple not being considered legally married by the Swiss authorities – resulting in the expulsion of Mr R.H. to Italy. In the proceedings before the European Court, the couple alleged that the expulsion of Mr R.H. had breached their right to respect for their family life.
The Court found that at the time of the removal of Mr R.H. to Italy, the Swiss authorities had been justified in considering that the applicants were not married. It held, in particular, that Switzerland was under no obligation to recognise the marriage of a child, emphasising the importance of the protection of children and considering the regulation of marriage an issue best addressed by the national courts.
0 Yorumlar
<<Önceki

    Özen KAYA GÖÇMEN

    Avukat & Arabulucu
    Ankara Barosu

    İlke GÖÇMEN

    Doç. Dr.,
    Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

    (Academia)

    Archives

    Kasım 2023
    Ocak 2018
    Ekim 2017
    Ekim 2016
    Nisan 2016
    Şubat 2016
    Ocak 2016
    Aralık 2015
    Kasım 2015
    Temmuz 2015
    Haziran 2015
    Mayıs 2015
    Nisan 2015
    Mart 2015

    Categories

    Tümü
    193 Sayili Kanun
    AIHS Md. 10
    AIHS Md. 11
    AIHS Md. 13
    AIHS Md. 14
    AIHS Md. 14
    AIHS Md. 2
    AIHS Md. 2
    AIHS Md. 3
    AIHS Md. 4
    AIHS Md. 5
    AIHS Md. 6
    AIHS Md. 8
    AIHS Md. 8
    Basin Ozgurlugu
    Bilirkisilik
    Birinci Protokol Md. 2
    Birinci Protokol Md. 3
    Cifte Vergilendirme
    Gelir Vergisi Kesintisi
    Gerekçeli Kararın Geç Yazılması
    Hak Arama Hürriyeti
    Ifade Ozgurlugu
    Kisinin Manevi Butunlugunun Korunmasi Hakki
    Makul Sürede Yargılanma Hakkı
    Mulkiyet Hakki
    Onay Kanunu
    Otopsi Ucreti
    Seref Ve Itibarin Korunmasi Hakki
    Tarife Ve Fiyat Listesi Ucreti
    Turkiye Insan Haklari Ve Esitlik Kurumu
    Unutulma Hakki
    Yatirim Indirimi
    Yedinci Protokol
    Yedinci Protokol Md. 4
    Zorla Calistirma Ve Angarya Yasagi

    RSS Beslemesi

© 2015 Göçmen Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır.
Çukurambar Mahallesi, 1424. Cadde, Erdil Apt.,
No: 2/11, 06510, Çankaya / ANKARA.
Telefon: (0312) 285 6310
Fax: (0312) 285 6310

Yasal Uyarı:

Sitede yer alan görüşler, yazılı ya da görsel materyaller site sahibinin yazılı izni olmadıkça kullanılamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Sitede yer alan görüşlerden, ancak bilimsel amaçlı olarak ve atıf kuralları dahilinde açık kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılması mümkündür. Aksi durumlarda tüm yasal haklar kullanılacaktır. Site, bilgilendirme amacına yönelik olarak tasarlanmıştır. Site aracılığı ile gönderilen bilgi, belge ve talepler avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Sitede yer alan bilgi ve belgelerin kullanımı sonucunda doğabilecek her türlü zarardan kullanıcı sorumludur.
Ekibimiz
Uzmanlık
Alanlarımız

Makaleler
Güncel
Haberler

İletişim